Çay detaydır, mühim olan kaşıktır!

Şaka değil söylediğim. Önemsiyorum, önemseyeceğim.

"Memleketin her yerinde karşılaşabilir içecek nedir?" deseniz; canınız sıkılsa da laf olsun diye "başlıca içeceğimiz nedir?" sorusunu yöneltseniz bana gözümü kırpmadan "çay!" derim. Ha ben içmeye bayılır mıyım, hayır. Aksine çok da aramam. Ama madem bu nane her yerde içiliyor, tadıyla içilsin, biçimiyle içilsin; yaygınlığının ve bir kültürün parçası olmuşluğun ayrıcalığını hissettirsin.

Ama ne yazık ki, benimki "yaman bir estetik kaygı" çoklarına göre.
Çünkü onlara göre içilecek olan çay mühimdir, nasıl içildiği değil! Zaten bizde esas olay hep neticedir! Hatice'yi de severiz şüphesiz ama gözlerden ırakta mümkünse...

Çayseviciler benim ahlakımı bozmadan derdimi anlatayım. Çay kaşıkları!


Genelde tek bir fabrikadan çıkmış gibi görünen o iğrenç çelik çay kaşıkları, yurdun en batısından en doğusuna hiç mi farklılık göstermez be okur! Bu kadar yerelliğe, belediyecilik hatta mezracılığa meraklı insanlarım, çay kaşığında neden bir arayış içine girmemiştir de özgünleştirmemiştir aleti, merakımı tırmalar! Bir gideyim de Balıkesir'in bir köyünde alternatif bir çay kaşığı sunsunlar bana; gideyim Antakya'da gözlerim kamaşsın yerel çay kaşıklarından! Ama yok! En azından cahil yanım bunun olduğunu bilmiyor!


Sen çayının bardağına o kadar özen, ince bellisini öv, Ajda'sını pörtlet, kaşığı sabit tut! Olacak şey mi!

Aslında dert o çay kaşıklarının kazuletliklerinden kaynak buluyor, tek tipliğini koyarsak bir kenara! Hepsi bir irice, bir itici, bir özensiz. Hayatımızın her yanı, bakın yaşadığımız ortam demiyorum, onu çoktan gömdük gitti; bizzat her gün işlediğimiz o hayatımız "ana hat"lardan ibaret olmaya başlamışken bu denli, benim beklentim fazlaca yersiz, fazlaca "ince". Ama özen göstermelidir insan, elinin dilinin değdiği, dokunduğu her şeye sadece o dokunuşundan dolayı bile!

Ben içerken çayımı, aklıma gelir hep çocukluğumdan bildiğim, dedemden kalma o cam çay kaşıkları... Nasıl yakışıyorlar kendisinden nefes bulmuş o ince bellilerin içine! Hele gümüşler, minik çiçek motifleri ile çekmecelerinde ömür sürer, soluk alıp verirler de sanki döndürüverirler renklerini zamanla. Yaşarlar, şekerlerine ömür adadıkları insanlarla adeta!

Çay mühimse, çay kaşığı da mühimdir. Ha "ben şekersiz içmem çayımı, bana ne kaşıktan" derseniz onu bilemem. Çayını şekerle buluşturanlar da ilk içtikleri çayın yanında gördükleri kaşığa şöyle bir göz süzüp bu yazıyı anımsasınlar; çay kaşığını dolduracak mevzu muymuş üzerine düşündüğüm...


Yorumlar

  1. Özlediğiniz çay kaşıkları çok uygun fiyatlarla burada, iletişime geçmekten çekinmeyin, bi alana bi tane daha alırsa satmaktan çekinmeyiz;

    http://images.gittigidiyor.com/1798/800-AYAR-GUMUS-6-ADET-CAY-KASIGI__17987663_0.jpg

    http://images.gittigidiyor.com/1757/osmanli-antika-cay-kasigi-kanuni-tugrali-nadir__17576779_0.jpg

    YanıtlaSil
  2. hiç de para veremem o adamlara..
    kaşık dediğin istanbul gibi olmalı; bulunması güç, sahibi tek! :)))

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hasan'ın Rüyası

Aç!