yol

bu yol artık yürünebilir değil. bu yol ya `şimdi` koşulabilir ya da `asla` adım atılamaz bir daha. bu yol, şimdi tek başına bir `yol ayrımı`.

şimdi ben duruyorum. birazdan sağ ayağım beni bir yere götürmek üzere odadakilerden müsade isteyecek. ben peşi sıra ayağımın, bahsettiğim yola çıkacağım. o yol ayrımında duracağım. ya gideceğim bir yere ya da öleceğim oracıkta. sen daha ben ağzımı açmadan, henüz kıpırdatmadan sağ ayağımın ucunu, daha aklım, kalbim bir yere varmayı dilemeden açacaksın ağzını yumup gözünü; "sen kararını vermişsin"..

ama bir bekleseydin; önce bir duymayı bekleseydin benden adı geçen "kararımı"! bir kez olsun, o da bu kez olsun önce kulaklarınla tanık olmak isteseydin bana, dilinden önce!

şimdi çok açık her şey.
ben adı geçen kararı vermekte geç kalmışım.
ben o karara daha önce varmalıymışım.

çünkü bu yol artık yürünebilir değil. bu yol ya şimdi koşulabilir ya da asla adım atılamaz bir daha. bu yol, şimdi tek başına bir yol ayrımı.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hasan'ın Rüyası

Aç!