Anlık İç Çekişler 1

Öyle ki, içimdesin.

Ben anlamadım nasıl oldu, ama sevdim seni.

Sen de beni sevdin, yalan yok. Ve kavuştu ellerimiz, uzaktan uzağa. Sonra dolandı parmaklarımız birbirine, kayıtsız şartsız sarılmaları da beraberinde getirerek... Aktı zamanlar, hiç aksın istemedik oysa biz. Dursun, bizim dışımızda akan zaman, insanlar sussun istedik. Sadece biz duyalım birbirimizi, biz görelim. konuşalım, dokunalım, hatta incitelim birbirimizi.
Ama sevelim, yine koşulsuz, "zaman"sız..

Uykudan evvel işitirdim sesini, gecenin karanlığını yırtan telefon ışıkları arasında. Sesini özlemle dinleyen kulaklarım terlerdi. Hüzünlerimi tamir etmeye çalışırken eklenirdi üzerine yenileri; neden yoksun, niye gelmiyorsun, gelemiyorsun ya da..

Şimdi en bilmediklerim, en daha evvel hissetmediklerimle yatıyorum uykulara. Yastığın altına koyuyorum telefonu, olur da ararsan hemen açayım diye, hemen duyayım yine, yeniden "sesini duymadan uyuyamam"larını...

Ama yok... Artık uyuyorsun sesimi duymadan...
Ya da ben uyuyorum uzun zamanlardır...

Yorumlar

  1. Bana pek çok anımı anımsattı. İnsan kulağında terleyen telefonu ya da konuşma bittikten sonra ekranın üzerinde birikmiş ter damlacıklarını sildiği anları cidden özlüyor...

    YanıtlaSil
  2. Bazen özlüyor insan, evet..
    Sözcüklerimin size erişmiş olması keyifli..

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hasan'ın Rüyası

Aç!