Yazmak güzel birşey. Yazılarınız da ilgi çekici. Yazılarınızı günlük bir gazetede de görmek isteriz. Dünkü yazınızda;
"O kadın? O adam? İnsan? O insan sandığımız... Kadın yahut adam sandığımız" cümlelerini okudum. Biliyorsunuz ki "adam" üst bir kavram "insan" gibi. Ya da insanoğlu gibi. Ademoğlu gibi. İnsanlık ailesi iki cinsten oluştuğunu biliriz. Erkek ve dişi gibi. Erkek ve kadın gibi. O kadın? O erkek? O insan? olarak cümleler devam edebilirdi. Sanırım gözden kaçmış olacak. (Bunun böyle olduğunu bilmeyenler, iş adamı yerine iş kadını derler. İş adamı kişinin cinsiyetini belirlemez. Familyasını belirler. İş adamı iş insanı anlamındadır. )
Aslında bu yorum için teşekkür etmeliyim. Zira, benim de çok fazla önemsediğim bir ayrım bu. Ancak bazen anlamdan önce ses geliyor benim için, yazdığım söz okuduğumda kulağımda nasıl yer ediyor ona bakıyorum. İlk olarak erkek olarak yazmama karşın, adam olarak düzenledim yeniden. Öylesi daha doğru geldi, altını çiziyorum, ses olarak.
Hasan, rüyalar görüp gördüğü her rüyayı unutan bir adam. Hasan, rüyalarında gülümseyip uyandı mı güne küsen bir adam. İki çocuğu var; biri kız, biri erkek. Erkek evlat askerde, adı Murat. Kızıysa bebeğiyle bir beden Nuran, üç ay var daha bebeğinin çığlığına. Nuran kocasız, kocalı da kocasızlardan. Bir meyhane dönüşü, dönüşlerin en kadersizi olmuş Nuran’ın kocası için. Nuran’ın kocası ölmüş, bir dört tekerli çarpınca. Öyle hemen de değil, bir kaldırımda kalmış, nefes alıp verirmiş önce. Sonra insaflı bir taksici almış arabasına ama Nuranı’ın kocası alamamış bir nefes daha. Varamadan hastaneye ölmüş. Ölmüş de umutları da beraberinde götürmüş otuzunda, cebinde yüklüce bir para. Nuran’sa yirmi yedisinde bir kadın, bebeğiyle bir beden, üç ay sonra ana. Hasan evli; yani barakalı demek daha uygun aslında. Hasan evli ama, yalan da değil hani, karısı başka bir evde bir hastanın baş ucunda. Para kazanmak tek gayesi. Hastası son demlerinde ama umut kesilmez ya Allah’tan, Hasan’ın karısı dua
Yeni sözler aldım senin için. Kimseye söylenmediklerinden emin olduğum, dil değmemiş sözler aldım sana ellerimle yeni cümleler kurabilmek için. "Yazmayı bıraktım dedi, yeni sözler bulmadan, keşfetmeden, yaratmadan söyleyemezsin yeni şeyler, işte bu yüzden, yazmayı bıraktım dedi. Haklıydı. Haklıdır da o hep." Ama ben… Buldum yeni sözler, keşfettim, yarattım senin için. Aç sayfalarını bana…
Yazmak güzel birşey. Yazılarınız da ilgi çekici. Yazılarınızı günlük bir gazetede de görmek isteriz. Dünkü yazınızda;
YanıtlaSil"O kadın? O adam? İnsan? O insan sandığımız... Kadın yahut adam sandığımız" cümlelerini okudum. Biliyorsunuz ki "adam" üst bir kavram "insan" gibi. Ya da insanoğlu gibi. Ademoğlu gibi. İnsanlık ailesi iki cinsten oluştuğunu biliriz. Erkek ve dişi gibi. Erkek ve kadın gibi. O kadın? O erkek? O insan? olarak cümleler devam edebilirdi. Sanırım gözden kaçmış olacak. (Bunun böyle olduğunu bilmeyenler, iş adamı yerine iş kadını derler. İş adamı kişinin cinsiyetini belirlemez. Familyasını belirler. İş adamı iş insanı anlamındadır. )
Aslında bu yorum için teşekkür etmeliyim. Zira, benim de çok fazla önemsediğim bir ayrım bu. Ancak bazen anlamdan önce ses geliyor benim için, yazdığım söz okuduğumda kulağımda nasıl yer ediyor ona bakıyorum. İlk olarak erkek olarak yazmama karşın, adam olarak düzenledim yeniden. Öylesi daha doğru geldi, altını çiziyorum, ses olarak.
YanıtlaSilTeşekkürler yeniden ilginiz için.