kok

bileklerinde, parmak uçlarında, yanaklarında ve dudaklarında taşıyordu o kokuyu. her çığlığında, her seslenişinde ve her fısıldayışında kulağıma tatlı sözler, kokusunu üzerime bırakıyordu.

ne fenaydı.
ne acımadan yoksundu bu tavrı.
hiç düşünmüyordu o'ndan sonrasını.

o kalkınca oturduğu koltuktan, uzaklardan izlediği televizyondan çevirip de başını, televizyondan daha uzağa gidince, o kokuyla başbaşa kalan ben'in neler çektiğini bilmiyordu ki. gidiyordu ve geride bırakıyordu sadece.
bense şehrin sokaklarına atıyordum kendimi, hava soğuktu biraz daha soğuk'tan. kokusunun sindiği yerler üzerimdeydi, üzerim o kokuyordu, üstüm başım o'ydu.

gel zaman git zaman, zaman ne gitti ne de geldi. onu da getirmedi zaman.
ben her aklıma düştüğünde kokusunu duydum, her rüzgar üzerimi yalayıp estiğinde..

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hasan'ın Rüyası

Aç!